Obesite Belirtileri ve Vücut Kitle İndeksi (BMI) Nedir?

Obesite Belirtileri ve Vücut Kitle İndeksi (BMI) Nedir?

Dünya çapında her 4 erişkinden biri ve 10-11 yaşlarında her 5 çocuktan biri obestir.

Obes olup olmadığımı nasıl anlarım?

Obes olmanın tek kriteri vücut kitle indeksinizi (BMI) bilmektir.

Sadece kilonuzu boyunuzun karesine bölerseniz vücut kitle indeksinizi bulabilirsiniz.

Örnegin 1.75 boyunda 70 kg iseniz;

70/ (1.75×1.75)= 22.9 yani vücut kitle indeksiniz(BMI) 22.9 dur.

BMI 18.5 in altındaysa düşük ağırlıklısınız

BMI 18.5-24 arasındaysa sağlıklı kilodasınız

BMI 25-29.9 arasındaysa kilolu olarak kabul edilebilirsiniz

BMI 30-39.9 arasında ise obes sınırlardasınız

BMI 40 veya üzerindeyse ciddi olarak obes kabul edilebilirsiz.

Diğer bir yöntem boya göre bel kalınlığının ölçümüdür. Özellikle BMI 35 den az olan olan kişilerde ikinci önemli kriterdir.

Bunun için göbeğin biraz üzerinden mezura ile ölçüm yapılır.Bu ölçüm boya bölünür.

Eğer bu oran 0.5 veya üzeriyse obesite riski ve sağlık sorunlarından söz edilebilir.

BMI ölçümü bu konuda karar vermek için kesin kritermidir?

BMI ölçümü en hızlı ve en basit bulgu olsa da çok adeleli olan kişiler gibi kilosu çok yüksek ancak ağırlığının yoğunluğu yağdan kaynaklanmayan sporcularda bu kriter geçerli değildir.

Obes olmanın sağlık için getirdiği riskler nelerdir?

Bunların başlıcaları:

Tip 2 Diabet (Tip 1 Diabet insülin hormonunun doğuştan veya sonradan oluşan bazı faktörlerle mutlak eksikliği veya fonksiyon yetersizliğidir) var olan normal İnsülinin hücreler içine girerek şekerin kullanımını sağlayamamasıdır yani diğer bir deyişle, insüline oluşan hücresel dirençtir; bu direncin en önemli nedeni yüksek kan şekerinin ve dönüştüğü yağın hücre zarında insülini içeri alan transport mekanizmasının işlevini ve yapısını bozmasıdır.

Sonuçta tedavi edilmezse;

Tip 2 Diabete dönüşüm,

Koroner kalp hastalıkları,

Meme ve sindirim sistemi kanseri,

İnme,

İnfertilite ve akne (Polikistik Over Sendromu /PCOS hastalığına bağlı),

Böbrek hastalıkları,

İmmun sistem sorunları,beklenen sağlık problemleridir.

Tip 2 Diabet nedir?

Kandaki şekerin(Glukoz) yüksek olarak kalmasına ve kullanılamamasına neden olan bir sorundur

Susama, yorgunluk, göz, sinir ve kalp problemleri ile ilerleyen sağlık problemidir.

İnsülin hormonunun görevini yapmasını engelleyen bir sorundur. İnsülin hormonunun görevi kandaki enerji kaynağı olarak kullanılması gereken şekerin kullanım yeri olan hücre içine alınma mekanizması bozulmuştur. Bu da insülinin hücre içine şekeri alamamasına ve şekerin kullanılamadan kanda yükselmesine neden olur. Başka bir deyişle insüline hücre zarında açılması gereken kapılar bozulmuştur (insülin direnci). Hücre içine giremeyen insülin kandaki glukozu da beraberinde içeriye alamaz. Kandaki yüksek şeker böbreklerle atılamaz, bazı organlardaki hassas zarların geçirgenliği bozulur, bu, katarakt ve kulak sorunlarıyla kendisini gösterir. Kandaki yüksek şeker, yara iyileşmesini sağlamak için çalışan immün sistemin işlevini yapamamasına neden olur. Kanın yoğunluğu artar ve kan akımı zorlaşır, bu, hipertansiyon ve ona eşlik eden birçok kalp sorunlarını gündeme getirir.

Homa İnsülin nedir?

Homa insülin (HOMA IR-Homeostatic Insulin Resistance) , insülin direnci testinin ifadesidir.

Bu test aslında insüline olan direncin yan testlerle çalışılarak (kan glukoz testinin insülin düzeyi ve trigliserit ile desteklenerek matematiksel indekslerle olarak hesaplanması) kısa sürede kolayca insülin direncini gösteren bir testtir. Çok pratik olmasına karşın sadece ön bilgi ve tedavinin yönlendirilmesi açısından yararlıdır. Bunun dışında Oral Glukoz Tolerans Testi, insülin düzeyleriyle birlikte yapılarak Endokrinologlar tarafından daha detaylı testlerle de incelenebilir.

Homa Insülin İndeksi 4.65 den büyükse

Homa İnsülin indeksi 3.6 dan büyük ve BMI 27.5 dan büyükse

Homa İnsülin İndeksi 2.5 dan büyük ve BMI 28 den büyükse

Kan yağ düzeyleri yüksekse insülin direnci ve obesiteden söz edilir.

Ailede genetik olarak Diabet öyküsü varsa bu bulgular daha da dikkat çekicidir.

Tip 2 Diabet nasıl tedavi edilir?

Burada esas amaç kan şekerini düşürmektir ki insüline karşı oluşan direnç daha iler boyutlara varmasın. İlk alınacak tedbir dieti düzenlemektir.

Bunun için;

Meyve sebze ve makarna gibi nişastalı yemekler de dahil geniş seçenekleri olan ve tek taraflı beslenmeden uzak bir beslenme şekline başlanmalıdır. Hiçbiri aşırı miktarlarda olmamalı ancak zaman ve çeşide çok önem vermelidir.

Tuz, şeker ve yağ minimumda tutulmalıdır.

Hergün, kahvaltı, öğlen yemeği ve akşam yemeği öğünleri olmalı, yemek zamanları atlanmamalıdır. Bu tür beslenmeler kişiyi zayıflatmaz aralıklarda metabolizma durduğu için uzun aralıklardan sonra alınan beslenme şekli ile kalori düşürülse de gerçekte daha fazla yağ depolanır ve obesiteyi artırır. Karbonhidratlar da o anda kullanılmadığı için yağa dönüşerek insülin direncini artırır.

Dieti değiştirilecekse birdenbire değil, her hafta daha az radikal değişimlerle olmalıdır. Bu koşullara gelene kadar zaten porsiyon kontrolu kaybolmuş ve porsiyonlar büyümüştür. Porsiyon boyutlarını düşürmek ve çeşidi artırmakla başlanmalıdır.

İlaç ile tedaviye gelince;

Bu konu her ne kadar tedavi eden doktorun kararı ve bulguların sonuçlarına göre olmalı ise de Tip 2 Diabet için iki tür ilaç tedavisi düşünülür. Bu ilaçların kişiye uygun doz kararı ve tedavi şekli çok önemlidir. Zamanla doz değişse de yaşam boyu tedavi almak gerekebilir. Günümüzde metformin tedavisi kullanılmaktadır. Bu ikacın amacı insülinin kullanım mekanizmasını değiştirerek kan şekerini düşürmektir. Eğer metformin alınmasında doktor tarafından bir sakınca görülmüşse farklı preparatlar da vardır.

Diğer bir tedavi şekli kısa bir süre için insülin kullanmaktır. Bu konu da tamamen doktorun kararına ve uygulama tavsiyesine bağlıdır.

Çocuklukta Obesite

Obesite genelde çocuklukta başlar. Bugün Amerikada her 3 çocuktan biri obestir. 1963 yılından beri bu popülasyon üç kat artarak ilerlemektedir. Daha önce erişkinlerde görülen Tip 2 Diabet ve diğer hastalık semptomları artık sosyal hayatın digital hayata dönmesiyle daha küçük yaşlara taşınmıştır. Bu çocuklarda, yüksek kolesterol ve tansiyon, astım, uyku bozuklukları nonalkolik yağlı karaciğer, sosyal ve duygusal sorunlar, davranış ve öğrenme bozuklukları, depresyon görülmekte ve ileri yaşamını etkilemekte , beden ve ruh sağlığı bozuk bireyler yetişmektedir.

Burada ailelere düşen görev bu durumun bir aile sorunu olduğunun bilincinde olmaları, yaşam ve beslenme alışkanlıklarnı tüm ev halkı için kontrol altına almaları, fiziksl aktiviteyi ailece eğlence ve yaşam biçimi haline getirmeleri, sedanter yani durgun yaşam stillerini değiştirmeleri, düzenli doktor ve laboratuvar kontrollarını tüm aile için uygulamaları gerekmektedir.

Benzer İçerikler
Popüler İçerikler
Benzer İçerikler