HGB yüksekliği hemoglobin seviyelerinin normalin üzerinde olduğu durumu ifade eder. Hemoglobin, kırmızı kan hücrelerinde bulunan ve oksijen taşıma kapasitesine sahip olan bir proteindir. Bu proteinin seviyeleri, yetişkin erkeklerde 13.8 ila 17.2 gram/dL arasında, kadınlarda ise 12.1 ila 15.1 gram/dL arasında değişir. HGB seviyelerinin bu aralıkların üzerinde olması durumunda HGB yüksekliği meydana gelir. Bu durum, vücudun daha fazla oksijen taşıma kapasitesine ihtiyaç duyduğunu gösterebilir ve bu ihtiyacın altında yatan nedenlerin belirlenmesi önemlidir.
HGB yüksekliği çeşitli sağlık durumlarıyla ilişkilidir. Öte yandan yüksek rakımlı bölgelerde yaşayan kişilerde HGB seviyeleri artabilir. Çünkü bu ortamda oksijen konsantrasyonu daha düşüktür ve vücut, yeterli oksijen alımını sağlamak için daha fazla hemoglobin üretir. Ayrıca kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH), pulmoner fibrozis gibi kronik akciğer hastalıkları, vücudun daha fazla oksijen taşıma gereksinimini artırarak HGB seviyelerinin yükselmesine neden olabilir.
Hemoglobin yüksekliğinin diğer nedenleri şöyle sıralanabilir:

HGB Nedir?
HGB, “hemoglobin” kelimesinin kısaltması olup kanın oksijenlenme düzeyini gösterir. Hemoglobin kırmızı kan hücrelerine, oksijen taşıma işlevini sağlar. Akciğerlerden kana geçen oksijen, hemoglobinin yardımıyla vücudun tüm dokularına taşınır.
Kan testlerinden elde edilen hemoglobin değeri, oksijenin dokulara etkin biçimde iletilip iletilmediğini değerlendirmede önemli bir kriter olarak görülür.
Sonuçların laboratuvar tarafından belirlenen referans aralığının dışına çıkması vücutta çeşitli fizyolojik veya patolojik değişikliklerin varlığına işaret eder. Kanda hemoglobin değeri normalin altında ya da üzerinde olduğunda, dokulara yeterli oksijen taşınamaması veya kanda fazla yoğunluk oluşması gibi dengesizlikler ortaya çıkabilir.
Kemik iliğinin sağlıklı çalışıp çalışmadığı hakkında bu parametre dolaylı bilgi verir. Çünkü kırmızı kan hücrelerinin üretimi burada gerçekleşir ve üretim sürecindeki bir aksama hemoglobin düzeyini doğrudan etkiler.
Hemoglobin seviyesi düşükse anemiye, yüksekse polisitemi gibi durumlara yol açabilir. Her iki tablo da vücudun oksijen dengesini bozarak ciddi sağlık sorunları oluşturabilir. Bazı durumlarda bu dengesizlikler, kalp krizi gibi kronik rahatsızlıkların varlığını düşündürebilir.
Hgb düşüklüğü ve yüksekliği, tek bir değerin değişimi olarak görülmemelidir. Değerin doğru yorumlanmasında şu noktalar dikkate alınmalıdır:
- Ölçüm için kullanılan cihazın kalibrasyonu
- Hastanın yaşı, cinsiyeti ve yaşam koşulları
- Hastalık geçmişi ve kullanılan ilaçlar
- Yaşam tarzı alışkanlıkları (sigara kullanımı, yüksek rakımda yaşama, beslenme düzeni)
Hemoglobin düzeylerinde oluşan değişimlerin altında yatan nedenler değerlendirilirken, HGB yüksekliği de dikkate alınmalıdır. Bu parametrenin doğru tanıya ulaşmada yol gösterici bir değeri vardır.
HGB Yüksekliği Nedir?
HGB seviyeleri, kan tahlili yolu ile belirlenir. Tam kan sayımı (CBC) olarak bilinen bu test, kandaki farklı hücre türlerini ve oranlarını ölçer. Tam kan tahlili, hemoglobin seviyelerinin yanı sıra hematokrit oranını da değerlendirir. Hematokrit, kandaki kırmızı kan hücrelerinin toplam hacminin yüzdesini ifade eder. Yüksek hematokrit oranı da genellikle hemoglobin yüksekliği ile ilişkilidir.
HGB yüksekliği belirtileri, vücudun aşırı miktarda hemoglobin üretmesi veya bu seviyelerin normalin üzerine çıkması durumunda ortaya çıkan çeşitli semptomlar ve işaretlerdir. Bu belirtiler vücudun oksijen taşıma kapasitesindeki artışa ve buna bağlı olarak kanın viskozitesindeki (kalınlık ve akışkanlık) değişimlere bağlı olarak gelişir. Hemoglobin yüksekliğinin belirtileri şunlardır:
- Baş Ağrısı: Artan kan viskozitesi ve buna bağlı olarak kan akışındaki değişiklikler baş ağrısına yol açabilir.
- Baş Dönmesi ve Bayılma: Yeterli oksijenin beyne ulaşamaması baş dönmesi ve bayılma hissine neden olabilir.
- Görme Bozuklukları: Kanın kalınlaşması ve dolaşımın etkilenmesi görme problemlerine yol açabilir.
- Kaşıntı: Özellikle sıcak duş veya banyo sonrası artan kaşıntı, polisitemi vera gibi durumlarla ilişkilendirilebilir.
- Kızarıklık ve Ciltte Renk Değişiklikleri: Yüzde, ellerde ve ayaklarda kızarıklık veya ciltte renk değişiklikleri görülebilir.
- Yorgunluk: Artan hemoglobin seviyeleri ve buna bağlı olarak kanın kalınlaşması, genel bir yorgunluk ve halsizlik hissine neden olabilir.
- Solunum Problemleri: Nefes darlığı veya hızlı nefes alma gibi solunum problemleri ortaya çıkabilir.
- Göğüs Ağrısı: Yetersiz oksijenlenme veya artan kan basıncı nedeniyle göğüs ağrısı yaşanabilir.
- Tansiyon Yüksekliği: Artan kan viskozitesi ve dolaşım sisteminin zorlanması tansiyon yüksekliğine neden olabilir.
- Kanama ve Pıhtılaşma Sorunları: Yüksek hemoglobin seviyeleri, kanın daha kolay pıhtılaşmasına yol açarak pıhtılaşma bozukluklarına ve kanamalara neden olabilir.
Sıkça Sorulan Sorular
Bu yoğunluğun artması, kemiklerin daha sağlam ve mineral açısından zengin olduğunu gösterir. Ancak aşırı yüksek değerler bazı metabolik bozuklukların da işareti olabilir.
Bu azalma, osteopeni veya osteoporoz gibi sorunların habercisi olabilir. İlerlediğinde kırık riski artar ve günlük yaşam aktivitelerinde kısıtlamalara yol açabilir.
Erken dönemde kemik erimesi çoğunlukla belirti vermez. Ancak zamanla boy kısalması, sırt ağrısı, duruş bozukluğu ve kolay gelişen kırıklar ilk işaretler arasında sayılabilir.
Dengeli beslenme, yeterli kalsiyum ve D vitamini alımı, istikrarlı yürüyüş veya hafif ağırlık egzersizleri kas ve kemik yapısını güçlendiren en etkili yöntemlerdir.
Kadınlarda yoğunluk değerleri yaşa bağlı olarak değişir. Özellikle menopozdan sonraki ölçümlerin periyodik olarak yapılması gerekir. Çünkü bu dönemde yoğunlukta belirgin azalma görülebilir.
Kemik ölçümünün fiyatı, kullanılan cihazın türüne, sağlık kuruluşunun bulunduğu şehre ve hizmet kapsamına göre değişiklik gösterebilir. Genel olarak özel merkezlerde belirlenen ücretler, devlet kurumlarına kıyasla farklılık taşır.
Kemik yoğunluğu değerlerinizi öğrenmek ve olası riskleri erken fark etmek için Denge Tıp ekibinden bilgi alabilirsiniz.
