AMH hormonu (Anti-Müllerian Hormon), kadınların yumurtalık rezervini değerlendirmede kullanılan önemli bir biyobelirteçtir. Foliküller tarafından üretilen bu hormon, özellikle üreme çağındaki kadınlarda doğurganlık potansiyelini belirlemek amacıyla ölçülmektedir. AMH seviyeleri, yumurtalık rezervi hakkında doğrudan bilgi verdiğinden tüp bebek tedavisi gören hastalar için önemli bir parametre olarak kabul edilir.
AMH hormonu ölçümü, kan testi yoluyla yapılmakta olup adet döngüsünün herhangi bir gününde güvenilir sonuçlar verebilmektedir. Bu özelliğiyle diğer yumurtalık rezerv testlerinden ayrılmaktadır. Düşük AMH seviyeleri, azalmış yumurtalık rezervi ile ilişkilendirilirken bu durum tek başına doğal gebelik şansını belirlemek için yeterli değildir. AMH değerleri, diğer hormonal parametreler ve ultrason bulguları ile birlikte değerlendirilmelidir.
AMH Hormonu Testi Ne Zaman Yapılmalı?
AMH hormonu testi, kadın üreme sağlığını değerlendirmek ve yumurtalık rezervini belirlemek için kullanılan önemli bir tanı yöntemidir. Kadınların yumurtalıklarında bulunan küçük antral foliküller tarafından üretilen bu hormon, doğurganlık potansiyelini değerlendirmede yardımcı olur.
Kan testi yoluyla ölçülen AMH değeri, adet döngüsünün herhangi bir gününde yapılabilir. Diğer hormonal testlerin aksine, adet döngüsündeki değişimlerden etkilenmez. Bu nedenle yumurtalık rezervi hakkında güvenilir bir bilgi sunar ve özellikle tüp bebek tedavisi planlanan hastalarda tedavi sürecini yönlendirmek için kullanılır.
Kadınların üreme kapasitesini değerlendirmek için AMH normal değerleri yaşa bağlı olarak değişkenlik gösterir. 1-3 ng/mL arasında kabul edilen AMH seviyeleri, sağlıklı bir yumurtalık rezervine işaret eder. 1 ng/mL’nin altındaki değerler, azalmış yumurtalık rezervini gösterirken 3 ng/mL’nin üzerindeki seviyeler genellikle polikistik over sendromu ile ilişkilidir.
Polikistik over sendromu hastalarının yumurtalıklarında fazla sayıda küçük folikül bulunduğundan AMH seviyeleri yüksek seyreder. Ancak bu durum her zaman doğurganlığın yüksek olduğu anlamına gelmez; aksine, yumurtlamadaki düzensizlikler nedeniyle doğal gebelik ihtimali azalabilir.

Yaşa göre AMH seviyeleri değişiklik gösterir. 25-30 yaş aralığında en yüksek seviyelerde bulunurken 35 yaşından sonra düşüş göstermeye başlar. 40 yaşından sonra AMH seviyesi belirgin şekilde azalır ve menopoz dönemine yaklaşıldığında 0.1 ng/mL’nin altına düşebilir.
Menopoz sürecinde yumurtalık rezervi tükenmeye başladığından AMH seviyesi ölçülemeyecek kadar düşük hale gelir. Bu nedenle, çocuk sahibi olmayı planlayan kadınların erken yaşta AMH testi yaptırarak üreme sağlığını değerlendirmesi önerilmektedir.
AMH Hormonu Değeri Kaç Olmalı?

Anti-Müllerian Hormon, kadınların yumurtalık rezervi hakkında bilgi veren önemli bir biyobelirteçtir. Kadınların yumurtalıklarında bulunan küçük antral foliküller tarafından üretilen bu hormon, doğurganlık potansiyelini değerlendirmek amacıyla ölçülür.
AMH seviyesi, adet döngüsünden bağımsız olarak herhangi bir zamanda kan testi ile belirlenebilir ve üreme sağlığıyla ilgili önemli bilgiler sunar. Özellikle tüp bebek tedavisi planlayan bireyler için, bu testin sonuçları tedavi sürecini yönlendirmede kritik bir rol oynar.
Sağlıklı bir over rezervi için AMH seviyelerinin belirli bir aralıkta olması beklenir. 1-3 ng/mL arasındaki AMH değerleri normal kabul edilir. 1 ng/mL’nin altındaki seviyeler, azalmış yumurtalık rezervine işaret ederken, 0.5 ng/mL’nin altındaki değerler ciddi düzeyde azalmış yumurtalık rezervini gösterebilir. 3 ng/mL’nin üzerinde ölçülen AMH seviyeleri, polikistik over sendromu gibi yumurtlama düzensizlikleri ile ilişkilendirilebilir.
AMH seviyelerindeki anormallikler, bazı durumlarda hormon bozukluğu ile ilişkilendirilebilir. Özellikle düşük AMH seviyesi, erken menopoz riski veya prematür over yetmezliği ile bağlantılı olabilir. Bunun yanı sıra yüksek AMH seviyesi, yumurtalıklarda aşırı folikül gelişimi ve düzensiz yumurtlama ile karakterize edilen polikistik over sendromu hastalarında sıkça görülmektedir.
AMH seviyeleri tek başına doğurganlık hakkında kesin bir bilgi sunmaz ancak diğer testler ve klinik değerlendirme ile birlikte ele alındığında üreme sağlığı hakkında önemli ipuçları verebilir. Bu nedenle, çocuk sahibi olmayı planlayan bireylerin AMH testi yaptırarak yumurtalık rezervi durumlarını değerlendirmeleri önerilmektedir.